4 Mayıs 2017 Perşembe

Le dîner de cons (1998)


Tiyatro komedilerinin bir matematiği var. Kim ne zaman sahneye girecek, ne zaman çıkacak, telefon ne zaman çalacak, ne zaman kapatılacak, doğru zamanlamayı tutturduğunuzda, ve karakterler arasında doğru çatışmaları kurduğunuzda, kimsenin abuk subuk mimiklerine, saçma sapan abartılı oyunculuklara, aptal sakarlıklara ihtiyacınız yok. Kendiliğinden kusursuz bir komedi oluveriyor. Üstelik karakterleriniz değil, oyununuz komik oluyor. Bunun kusursuz bir örneğini bu sezon tiyatroda izlemiştim: Oyunun Oyunu. Filmi de varmış ama filmi henüz izlemedim.

Her ne kadar Oyunun Oyunu kadar olmasa da Salaklar Sofrası da bu komedi matematiğinin iyi örneklerinden biri. Oyunun Oyunu kadar kusursuz olmamasının sebebi, Salaklar Sofrası'nın karakterin salaklığına da ihtiyaç duyuyor olması, temposunun daha düşük olması ve Oyunun Oyunu'ndaki şahane kurguya sahip olmaması bence.

Bu matematiği çözmeye başladığınızda ise bu tip komediler sanattan çok bir mühendislik şaheseri izlenimi bırakıyor insanda. Zekayı takdir ediyor, çok eğleniyor ama içeriğini yetersiz buluyorsunuz. Çünkü içerik çağrışımlar yaparak sizi başka yerlere götürmüyor, sadece eğlendiriyor. Ayrıca, tutkulu hobilerden salaklık çıkarmanın çok da manası yok bana kalırsa ki, oyunun yazarı da bence benimle aynı fikirde, ama salak da salak yani.  

Ama yine de siz birine salak demeden önce iki kere düşünün :)

Derecelendirme: 8/10.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder