25 Mayıs 2017 Perşembe

Sans toit ni loi (1985)


Herşeye karşı, herşeyi reddeden, sürekli ortalarda dolanıp dilenci gibi takılan ama asla minnettar olmayan, hiçbirşeye inanmayan, hiçbirşeyi sevmeyen, hiçbiryerde kalamayan bomboş bir hanım kızımızın hikayesini anlatıyor film. Otostop, çadır, ot, şarap, uyku, tembellik... Amerikan Beatnik'inin Avrupa versiyonu denebilir buna. Amerikan silahlarının getirildiği tahta sandıkların yaydığı hastalık nedenyle içten çürüyüp devrilen çınarlar metaforu boşa değil. En gıcık olduğum insan tipi için bir farkındalık yaratma çabası bu film. Ama bu insanlara mantar bir kere bulaştıktan sonra onları kurtarmak mümkün değil. 

Bunu Oğuz Atay'ın Tutunmayanlarıyla karıştırıyorlar, daha doğrusu Tutunamayanlar da bunlardan farksız sanıyorlar. Alakası yok, bir kere Tutunamayanlar bunlar gibi deneyimlemedikleri kurgusal doğrularla hareket etmiyorlar, onlar çabalıyorlar, deneyimliyorlar fakat güçleri yetmiyor dünyayı düzeltmeye. Protestten ziyade çaresiz, mağlup bir tavırdır Tutunamayanlarınki. Bunlar maça bile çıkmıyor. 

Tutunamayanlar yine işlerinde güçlerinde hayatlarına devam ederler, öyle alkole, uyuşturucuya teslim olmazlar. Değerleri, idealleri, ahlakları, namusları vardır Tutunamayanların. Üstelik mükemmeliyetçidirler, bunlar gibi yaşadıklarına kayıtsız kalmazlar. Bu dünyada ilkeli, çalışkan, dürüst, ahlaklı, adil hatta inovatif davranmanın sonunda gelmeyen başarıyı, mutluluğu, adaleti lanetlerler. Çünkü bunlar başka türlü davranmaya başlasalar gelecektir, Tutunamayanlar reddederler. İsa olamadık diye üzülüp, Don Kişot'a bağlarlar. 

Bu Beatnikler ne Don Kişot'u bilir, ne İsa'dan anlar. Hiçbir değerleri, idealleri yoktur. "Kafanın içi boş." diyen felsefe masterlı çobana "içine koyacak bir şeyin var mı?" diye cevap verirler. Diyalogun devamı da şöyle:

- Bir çoban mı olayım yani? Tek aykırı insan sen misin?
- Sen aykırı değilsin. Sen varlığını yitirmişsin. Sen yoksun.
- O felsefeni al da... Senin yaşamın da benimki kadar kirli. Sadece daha fazla çalışıyorsun. Ben eğer çalışsaydım, senin gibi yaşamazdım. Sekreter olmaktan nefret ettim. O patronlardan, yollarda başka bir patron bulmak için kaçmadım.
- Çok fazla zırva şey okuyorsun. Sen bir hayalperestsin.

Hanım kızımızın okuduğu zırvalar Beatnik edebiyatı olmalı ama "hippi" dışında açıktan açığa bir gönderme yakalayamadım. Benim iyi bildiğim ve gıcık olduğum bir insan tipini anlattığı için izlemesem de olurdu diyorum. Ama film esasen fena değil.

Derecelendirme: 6/10. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder